ALERJİ NEDİR?

Alerji, bağışıklık sisteminin bir takım yabancı maddelere beklenenden farklı veya fazla tepki vermesi olarak tanımlanabilir. Yabancı maddelere karşı vücudumuzun tepki vermesi, aslında bir savunma davranışıdır. Ancak bu durum aşırı olduğunda, tepki sırasında açığa çıkan bazı maddeler kendi vücudumuza zarar verebilir.
Alerji kişisel bir özelliktir. Herkesin tepki verdiği madde farklı olabilir. Dahası, aynı kişi için de değişkendir. Yani uzun bir süredir alerjik olduğunuz bir maddeye karşı zamanla duyarlılığınız azalabilir, yeni maddelere duyarlı hale gelebilirsiniz. Birden fazla maddeye duyarlı kişiler genel olarak “ATOPİK” olarak isimlendirilirler.
Toplumda görülme oranı %3-30 arasındadır. Çocuk yaş döneminde özellikle 2-7 yaş grubunda daha sık görülür. Bu yaş grubu çocukların henüz bağışıklıkları tam gelişmediğinden pek çok maddeye karşı aşırı tepki verebilirler. Öte yandan günümüzde çocukların eski akranlarına göre daha erken yaşta pek çok sentetik madde, kimyasal gazlar ve katkılı gıda ile karşılaşmaları da bunda etkendir.
Alerjinin ailesel özelliği vardır. Tam bir genetik geçiş gösterilememiş de olsa, alerjik anne ve babanın çocuklarında görülme olasılığı daha fazladır.
Alerjik tepki, alerjen maddenin vücuda giriş yolu ile bağlantılı belirtiler verir. Gıda alerjilerinde daha çok ciltte kabarma, kızarma ve kaşınma görülürken, solunum yoluyla alınan alerjenlerde gözlerde, burun ve boğazda, nefes borusu ve akciğerlerde belirtiler ortaya çıkar.
Alerjik nezlesi olup da tedavi edilmeyen bireylerde astım gelişme olasılığı 7-8 kat daha fazladır.

BELİRTİLER NELERDİR?

Gözlerde sulanma, kaşınma ve kızarma; Burunda sık hapşırma, kaşınma, sulu akıntı, tıkanma ve koku almada azalma; Boğazda ve damakta kaşınma ve sıkışma hissi; Alt solunum yollarında inatçı öksürük ve nefes darlığı; Genel belirti olarak halsizlik ve yorgunluk, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği ve akademik başarıda düşüş gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin hepsi aynı kişide görülebileceği gibi, sadece bir veya birkaçı da olabilir.
Alerjik nezlede sabah saatlerinde veya güneşe çıkınca başlayan ard arda pek çok kez hapşırma tipiktir.
Belirtiler kesintili ve 4 haftadan kısa oluyorsa aralıklı (intermittant), 4 haftadan uzun sürüyorsa süreğen (persistan) olarak adlandırılır.
Günlük pratiğimizde, bahar mevsiminde belirginleşen durumlar “Mevsimsel Alerjik Rinit” (bahar nezlesi, saman nezlesi), yıl boyu devam eden durumlar “Perenial Alerjik Rinit” olarak adlandırılır.
Mevsimsel alerjide etken genellikle polenler olurken, yıl boyu devam edenlerde ev tozu akarları (mite), küf mantarları, hayvan tüyü gibi ev içi alerjenler etkendir.
6-7 yaş öncesi çocuklarda etkenler genellikle ev tozları ve küf mantarlarıdır. Her hangi bir ateşli hastalık belirtisi olmayan çocuklarda inatçı sulu burun akıntısı, koşunca veya gece yattıktan bir süre sonra başlayan inatçı ve boğulurcasına öksürüklerde alerji mutlaka düşünülmelidir. Çocuklardaki bu inatçı öksürük astımı taklit eder. Ancak, kronik bir astım olmayıp, çoğu zaman alt solunum yolu hassasiyeti (bronşial hiperreaktivite) olarak tanımlanır. Eğer bu durum zamanında tanınıp düzenli tedavi edilmezse astım gelişme şansı oldukça yüksektir.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Alerjik nezle tanısı öncelikle anamnez, yani hastanın anlattıkları ile konur. Muayenede burun içi mukozasının soluk beyaz renkte ve aşırı ödemli olması, sulu akıntı görülmesi, burun dışında alerjik selam adı verilen çizgilenme olması, göz altlarının hafif morarmış görünümü alerjiyi destekler.
Teşhis için bazı kan ve deri testleri, burun akıntısı incelenmesi yapılabilir. Bu testlerin bazılarının pozitif çıkması, kişiyi mutlaka alerji hastası yapmayacağı gibi, negatif çıkması da alerjik olmadığını göstermez. Alerji tara testlerinin yararı, kaçınmayı kolaylaştırmak ve hastayı aşı tedavisine hazırlamaktır.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Tedavide en önemli ve birinci basamak, alerjenden kaçınmaktır. Kişi eğer kendisine nelerin dokunduğunu biliyorsa veya testlere göre öğrenebiliyorsa, olabildiğince kaçınmalıdır. Fakat söz konusu olan polenler olduğunda bu neredeyse imkansızdır.
Yine de en azından bazı şeylere dikkat edilebilir:
Ev ortamında sigara içilmemesi, deterjan vb kimyasallardan kaçınılması, polenlerin yoğun olduğu sabah gün doğumu ve akşam gün batımı saatlerinde evin havalandırılmaması, evin toz ve hayvansal ürün içeren halı, yastık yorgandan arındırılması, evcil hayvan beslenmemesi gibi yöntemler yararlıdır.
Alerjik nezlede aşı tedavisi (İmmünoterapi, desensizitasyon) önemli bir uygulamadır. Kişinin testleri yapılıp nelere duyarlı olduğu belirlendikten sonra, bu maddeler giderek artan dozlarda verilerek bünyenin bunlara duyarsızlaştırılması esasına dayanır. 1-2 sene sürebilen uzun bir tedavidir. Başarılı olduğunda sorun kalıcı olarak çözülür. Ancak eğer kişi zamanla yeni maddelere duyarlılık kazanırsa, aynı belirtiler yeniden başlayabilir.
Gündelik pratikte ilaç tedavileri ön plandadır. Bu amaçla pek çok antialerjik ilaç, burun spreyleri ve zaman zaman kortizon kullanılmaktadır.
İlaç kullanımı düzenli ve uzun süreli olmalıdır. Eğer kişi rahatsızlığının hangi aylarda başladığını ve bittiğini biliyorsa, mümkünse belirtiler başlamadan önce tedaviye başlanıp, muhtemel bitiş zamanını da geçecek sürede düzenli ilaç kullanmalıdır. Düzenli ilaç kullanımı daha sonraki alerik dönemleri de hafifletirken, düzensiz kullanımda bir süre sonra ilaca duyarsızlık da başlamaktadır.

Yorumlar devre dışı bırakıldı.

Bize Ulaşın!